BÖYLEYKEN BÖYLE
Gez, toz, ye, iç derken gecenin bir vakti çık gel eve. Tam köşeyi dönerken bizim yokuşta içimden de geçiriyordum ki; ya hu ne heyecan ama, her evin önüne geldiğinde park yeri bulacak mıyım yoksa dört tur atacak mıyım diye pır pır ediyor insanın yüreği. Bunun da tadını çıkart oğlum işte!
Yıllar evvel külüstür bir Lada Samara arabam varken de öyleydi, kapıyı çekip de, arabaya binip de kontağı çalıştırana kadar hep bir heyecan kaplardı içimi; çalışacak mıydı yoksa ittirmek mi gerekecekti, yoksa hepten inat edip hiç mi çalışmayacaktı? Ama ilk ateşleme sesiyle gelen coşku ve benim her defasında kanımda bir mutluluk hormonu ile güne başlamam aslında ne iyiydi. Falan falan…
Bu duygular içinde geldim evin önüne ve gece saatinde park yeri bulamayınca arabayı çoğu kez olduğu üzere yan apartmandaki araçların arkasına park ettim ben de arabamı. Sabah erken park yerleri boşalır bizim mahallede birinin yerine koyuveririm arabamı işte. Oldu da bitti!
Epey de geç olmuştu tabi. Önce güzel bir uyku, salim kafayla bavulundu, oydu buydu, ayarlarsın Ersin efendi deyip ‘itiraf ediyorum’ dişlerimi bile fırçalamadan tumba yattım yatağa.
Alarmı kurmadan önce sabah uçak saat kaçtaydı ya diyerekten çantadaki bilete baktım: 9:15
Güzel!
Uyandın, ayıldındı, tuvalete gittiydin, bavulundu, metro izban derken bir buçuk saat koy, bir buçuk saat de önceden havalimanında olmak lazım değil mi ama? Eeee, neme lazım tedbiri elden bırakmamak lazım arkadaş diyerek saati kuruyorum tabi.
Saat 6:15′ te, dıt dıt dıt dıt dıt … alarm sesine uyandım. Ayıldındı, tuvaletti, bavuldu metroydu izbandı derkeeeen, o da ne! Bir telefon
Yabancı numara😳🤔😬
Bir saniye içinde bu üç emojideki gibi oldum hemen. Arabayı park ettiğim yerdeki çıkışını tıkadığım araç sahibi arıyordu🙈
Kem küm
-Tamam efendim geliyorum dedim ve kapattım ama nasıl, izbandaydım ve havalimanına varmak üzereydim ve uçağım kalkacaktı ve aslında gelip arabayı çekemeyecektim😬
Hmmmm, hemen hızlıca düşünüp yedek anahtar biraderdeydi. Ararım, uyansın anasını satayım,
ne var diye düşünürken bir baktım çantaya,
aboooo yedek anahtar da çantamdaymış. Haydaaaa! Eeee nasıl olacak şimdi.
Adam beni bekliyor🙈🙈
Tekrar ararsın adamı
Merhabalar güzel kardeşim, hayran kurban, kusura bakma, durum böyleyken böyle, sen bin bir taksiye, gör işini, nereye gideceksen git artık, ben ödeyeyim, başka yapabileceğim bir şey yok👍🏻
İyi de bilader öğleden sonra uzun yola çıkacağım
Araba lazım bana😡
-Hoppala! Dur, tamam yaaa, o zamana kadar ayarlarım ben diyerek yine çat kapattım😰
Benim ortağı aradım bu kez sabahın körü tabi bu arada. Benim biraderler düğündü dernekti telaştalar zaten. Onlar halledemezler artık bu durumu.
Alooo Antonyo;
Ya bilader böyleyken böyle, gel anahtarı havalimanından al, bir yere emanet bırakırım şu anahtarı, öğlene kadar arabayı çekersin park yerinden, beni kurtar bu açmazdan.
Tamam Antonyo! Hallederim…
Bir oh çekiyorum. Adamım böyle dostu olacak bu hayatta, başı mı dertte, çekip çıkaracak diyorum.
Bu hikaye eşliğinde herkesle beraber vardım havalimanına. Ona sor, buna sor, yalvar yakar kimse anahtarı almıyor arkadaş. Nasıl olur ya diyorsun. Eviriyor çeviriyorlar ama nuh diyor peygamber demiyorlar. La havle dedik biz de. Plan çöker bu durumda. En iyisi mi ben önce şu biniş kartını ayarlayayım bari, ondan sonrasında anahtar için bakarız bir çare.
Sıraya girdim, biraz bekledim, biraz daha bekledim ve sıra bana geldi.
-Beyefendi nereye gidecektiniz?
-Ankara 9:15
-🤔 öyle bir uçağımız yok ama!
-Nasıl ya? Bilet burada işte.
-Beyefendi 9:15 iniş saati, uçağın kalkış saati 8:05, bakın burada yazıyor.
Şok şok şok😱
Haydaaa diyorum, haydaaaa!
Kime kızarsın, neye sinirlenirsin. Ta ben böyle işin içine edeyim, oynamıyorum yaaa diyerek çıkası geliyor insanın😤 hayattan.
Eeeee ne edeceğiz peki şimdi?
Bilet satışa gidiyorum ama aval aval ilerlediğimin ben bile farkındayım, git gide batıyor muyum ne?
Bilet satışta en masum halimle durumu izah etmeye çalışıyorum, böyleyken böyle falan falan…
-Beyefendi hemen ilgileniyorum. Bir sonraki uçak 9:50′ de. Hmmmm siz uçak kalktıktan sonra biniş kartı başvurusu yapmışsınız. O yüzden biletiniz yanmış indirim uygulayamıyoruz.
-Sırada beklerken geçmiş süre falan diye itiraz edeceğim ama takatim yok artık ve eeeeee diyorum. Tamam, ne yapmam lazım.
Tık tık tık
Tık tık tık
3.500 TL beyefendi!
🤬
-Hanımfendi diyorum, bileti alırken sorun çıkarmıyorum ve tıpış tıpış ödeyeceğim ya, edepsizlik yapmıyorum ya hani, biraz da ona güvenerek söze giriyorum; bir de şöyle bir sorunum var: Şu anahtarı size bıraksam, ağabeyim bir saate gelip alır.
-Olmaz beyfendi emanet alamıyoruz. Danışmaya bir sorun isterseniz.
-Danışmanın ben taaa içine edeyim, Hiçbiri almıyor, bir anahtarcık yaaa, kimse almıyor.
-Doğrudur beyefendi, kimse almaz. Bileti ne yapalım? Alıyor musunuz?
-Durun hele, anahtar işini çözmem lazım.
-Tamamdır, kimliğinizi vereyim.
Dolaşmaya başlıyorum, düşünüyorum, bir türlü bir çıkış yolu bulamıyorum.
Biraderi aradım en sonunda.
-Birader durum bu, böyleyken böyle. Uçağı da kaçırdım. Anahtarı da kimse almıyor. Sen gelip alır mısın şimdi?
-Tamam güzelim diyor, ama içinden de saydırıyor tabii, ben anlıyorum ama biçareyim anacım.
Sonra bir anda benim yönlendirmemden kurtularak bağımsız düşünmeyi başarıp bir öneri getiriyor biraderim.
-Ya bir taksiye ver anahtarı. Getirsin bana!
-Hay aklınla bin yaşa birader yaaa!💋💋💋
Dönüp bileti de alıyor ve Ankara’ ya yola çıkıyorum.😎🛫
NEYMİŞ; hayat her şeye rağmen akıllı insanlarla daha güzel devam ediyormuş…😉
şaka gibi hikaye.
Yaaa hepimizin böyle ne çook hikayesi olmuştur.ama senin kadar ballı anlatan yok ama…
Bugün keyifli bir gün bizim için
Oğlumuzun Kızımızın ve Gelecek olan torunumuzla beraberiz Bu neşemiz seni üzmüş ama Yazınla birazdaha pekişti
Bazan zor anlar sonrasında neleli olabiliyor
Selam ve Sevgiler
“Çavdar Tarlasında Çocuklar” tarzında gidiyorsun.
Yazılara devam.