Hollanda’da Gönüllü İş Bulmak

Hollanda’da Gönüllü İş Bulmak

Hollanda’da gönüllü çalışma deneyimi ve kültür farklarına meydan okuma üzerine Esen Elitsa Borislavova Sarı ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdim. Bu röportajda, Esen’in gözünden yaşadığı zorluklara, kültür farklarının deneyime kattıklarına ve gönüllü işin bize kazandırdıklarına dair ilham verici bir sohbet sizleri bekliyor.

Esen Elitsa Borislavova Sarı

Hollanda’ya taşınma kararınızın temel nedenleri nelerdi?

Hollanda’ya olan taşınma kararımızın temelinde, kariyerimizi daha da geliştirme isteği yatıyordu, ki bu birçok insan için bilinen bir motivasyon kaynağıdır. Türkiye’den Hollanda’ya geçişimizde etkili olan faktörlerden biri, benim AB vatandaşı olmamın sağladığı avantajlardı.

Ayrıca, hem benim hem de eşimin yazılım alanında çalışıyor olmamız, Hollanda’nın sunduğu teknoloji sektöründeki fırsatları değerlendirme isteğimizi güçlendirdi. Bu karar doğrultusunda, yaklaşık dokuz ay önce İstanbul’dan Eindhoven’a taşındık.

Gönüllü çalışma fırsatını nasıl buldunuz ve bu alanda deneyim kazanmak isteyenlere yönelik tavsiyeleriniz nelerdir?

Hollanda’ya taşındıktan kısa bir süre sonra,gönüllü iş başvurularına yönelik adımlar atmaya başladım. İlk etapta, birçok kişinin karşılaştığı gibi Hollandaca bilmemem sebebiyle iletişim gerektiren gönüllü pozisyonlarda birçok kurumdan ret cevabı aldım.

Ancak daha sonra, daha spesifik bir yaklaşımla motivasyon mektupları yazmaya karar verdim.

Motivasyon Mektupları

Spesifik bir yaklaşım kısmını biraz daha detaylı anlatabilir misin ?

Spesifik olarak, ben aslında Eindhoven’da bulunan bütün yaşlı bakım evlerinin Google’dan listesini çıkardım ve her birine motivasyon mektubumu yolladım. Her birine diyorum çünkü yüz yüze ile iletişim gerektiren bir gönüllü iş olduğu için reddedilme ihtimalim çok yüksekti.

Müzedeki gönüllü işimle ilgiliyse, ben içerik üreticiliği anlamında bir iş aradığım için o alanda Hollanda genelinde ki tüm müzelere baktım.

Bu çaba sayesinde, Eindhoven’da bulunan büyük bir yaşlı bakım kompleksi ve Den Haag’da köklü bir sanat müzesi tarafından başvurularım kabul edildi.

Şu anda, yaşlı bakım evinde yaşlılarla sohbet ediyor ve yürüyüşler yapıyorum. Müzedeki sosyal medya içerik üreticiliği görevimi ise yoğunluğumdan dolayı devam ettiremiyorum.

Gönüllü bir işte kabul almanın kilit noktası; başvurulan işin neden önemli olduğunu net bir şekilde ifade edebilmektir.

Gönüllü olarak katıldığınız projeler size neler kattı?

Öncelikle, gönüllü çalışmalarına verdikleri değeri öğrendim diyebilirim. Her iki gönüllü iş görüşmem de yaklaşık üç saat sürdü ve bu benim için şaşırtıcıydı çünkü bu kadar uzun süreceğini beklememiştim.

Bir diğer unsur, gönüllü işler maddi bir kazanç sağlama amacı güdülmediği için burada hem toplumun kültürünü öğrenme, hem İngilizce ve Hollandaca dil öğrenimi, pratiği anlamında kendinizi geliştirme fırsatına çok daha kolay erişip yoğunlaşabiliyorsunuz. Ayrıca, bu sayede kimseyi tanımadığınız ülkede yeni bir ağ oluşturma fırsatını da yakalıyorsunuz.

Bu çalışma koşullarında, her an çevrenizde İngilizce bilen biri olmayabiliyor. Dilini bilmediğiniz bir ortamda çalışıyor olmak size esneklik ve adaptasyonda kolaylık gibi beceriler katıyor. Buna hızlı düşünme, problem çözebilme, pratikleşme gibi yetenekler de eşlik ediyor.

Sanat müzesinde gönüllü olarak çalışırken, sanatın insanlar üzerindeki etkisi konusunda öğrendikleriniz neler oldu?

Ben Bulgaristan’da doğduktan kısa bir süre sonra, Türkiye’ye göç ettik. Yılın bir kısmını: yazları orada geçirmeye devam ettik. İki farklı kültürün renkleri arasında büyüdüm. Şimdi ise Hollanda’ya göç ettik. Genellikle karşılaştığım ilk soru, bu farklı kültürler arasındaki geçişler ve yaşadığım farklı deneyimler üzerine oluyordu. Sanat müzesindeki gönüllü işimde öğrendiğim, aslında sanat çatısı altında hepimizin aynı olduğumuzu bir kez daha görmemdi.

Sanat evrensel bir dil. İnsanlar farklı kültürlerden, farklı dillerden olmasına rağmen bir tablo veya farklı bir sanat eseri üzerinden düşünsel bir bağ kurduğunu veya bir sanat eseri karşısında benzer duyguları paylaşabildiğini görmemi sağladı.

Gönüllü olarak çalışmak isteyenlere dil bariyeriyle başa çıkma konusunda önerileriniz neler olurdu?

Eğer ülkeye yeni göç eden biriyseniz, her kurumun başlangıçta Hollandaca bilmenizi beklemediğini unutmayın. Kendi çabanızla temel ifadeleri ve cümleleri öğrenmek, çalışma ortamınızda size kolaylık sağlayacaktır.

Önemli olan, dil engelini bir fırsata çevirmek ve bunu avantaja dönüştürmektir.

İngilizce dili için konuşuyorsak, her birimiz avantajlı sayılabiliriz. Çünkü Hollandalılar da bu ülkede yaşayan diğer herkes gibi sonradan İngilizce öğrenen insanlar.

Anadili İngilizce olmayan bir ülkede bulunmak, gönüllü olarak çalıştığınızda İngilizceyi sonradan öğrenen birçok insanla karşılaşmanıza ve onların size karşı daha fazla empati ve anlayış gösterdiği bir ortamda çalışmanıza sebep oluyor.

Eindhoven’da gönüllü olarak çalışmak isterseniz daha önce paylaştığım yazıma göz atabilirsiniz.

aysaa

Related Posts

Farklı Yolların Ortak Noktası: Yol-Kat’ın Arkasındaki Güçlü Kadınlar

Farklı Yolların Ortak Noktası: Yol-Kat’ın Arkasındaki Güçlü Kadınlar

Kanserle Dans: Ebru Janssens Kayan’ın İlham Veren İyileşme Yolculuğu

Kanserle Dans: Ebru Janssens Kayan’ın İlham Veren İyileşme Yolculuğu

Azim, Çaba ve Başarının Hikayesi

Azim, Çaba ve Başarının Hikayesi

Cito ve IEP Arasındaki Fark: Eğitimde Bireyselleştirmenin Gücü

Cito ve IEP Arasındaki Fark: Eğitimde Bireyselleştirmenin Gücü

No Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

İlginizi çekebilir

Dil secenekleri

Tags