Farklı Yolların Ortak Noktası: Yol-Kat’ın Arkasındaki Güçlü Kadınlar
Bu röportajda, Yol-Kat’ın kurucuları Gamze ve Nilgün’ün çeşitli zorluklar ve farklı yaşam deneyimleri sonrasında bir araya gelerek kendilerini ve dünyayı dönüştürecek bir platform oluşturduklarına tanık oluyoruz.
İkili, bireylerin öz keşif yolculuklarında rehberlik ederek, Yol-Kat’ın felsefesini, sundukları programlarla insanların yaşamlarına nasıl olumlu etkiler bıraktıklarını ve stüdyoları için belirledikleri büyük hedefleri bizlerle paylaşıyor.
1.Kendinizi tanıtarak başlayabilir miyiz? Sizi ve bu yolculuğa nasıl başladığınızı daha yakından tanımak isteriz.
Ben Gamze Şişik Savaşan. Şu anda Nefes ve Yaşam Koçuyum ancak aslında Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum.
Küçük yaşlarımdan itibaren öğretmen olma hayali içindeydim ve bu istek zamanla matematik öğretmenliği olarak şekillendi. Ancak üniversitede mühendislik okumaya başlayınca bu hayalim yarım kaldı.
Mezun olduktan sonra farklı sektörlerde, özellikle iletişim ve reklam alanında çalıştım.
İletişim kurmak, insanlarla bir arada olmak ve sorunları çözmek hep ilgi alanımdı. Altı sene önce eşimin işi nedeniyle Hollanda’ya taşındık ve ben Türkiye’deki işimi bıraktım.
Yurtdışında da bu alanda freelance çalışmalar yaptım. 2020’nin başlarında, hayatımı ve kendimi derinden sorgulamaya başladım.
Kendi varoluş sorularıma cevaplar aradım ve bu süreçte nefes çalışmalarıyla tanıştım. Bu yeni yöntem, kişisel gelişimime büyük katkılar sağladı. Daha sonra meditasyon ve yoga pratiği de hayatıma girdi. Bu deneyimler beni öyle etkiledi ki, öğrendiklerimi başkalarına aktarma kararı aldım ve nefes koçluğu yapmaya başladım.
Eğitim yolculuğum, Nevşah Fidan Karamehmet’in Mucize Kursuyla başladı. Burada aldığım nefes eğitimi, hayatımda büyük dönüşümlere yol açtı. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal pek çok rahatsızlığımı iyileştirdim.
Diyabet sorunum vardı ve ilaç kullanıyordum, ayrıca uzun süredir çocuk sahibi olamıyordum. Düzenli nefes çalışmalarının da desteğiyle bu sorunları aşmayı başardım ve şu anda 8 aylık bir bebeğim var.
Nefes koçluğu yapmaya karar verdikten sonra Nevşah Enstitüsü’nde Nefes ve Yaşam Koçluğu programını tamamladım. Meditasyon eğitimi aldım ve bu da benim için ömür boyu sürecek bir yolculuk oldu. Ayrıca tantra eğitimi aldım ve düzenli olarak yoga pratiği yapıyorum.
En son olarak Dr. John Demartini’nin ‘Breakthrough Experience’ eğitimine katıldım. Şu anda aktif olarak nefes ve yaşam koçluğu yapıyorum, bireysel ve grup seansları düzenliyorum.
Türkiye’de, yoga ve nefes kampları organize ediyordum ve bu etkinliklere küçük bir ara verdim. Şimdi yeni başlangıçlar için buradayım ve yolculuğum devam ediyor.
Ben Nilgün Canbaz, 41 yaşındayım ve Ankara’da doğdum. Liseyi bitirmeden Hollanda’ya taşındım, bu yüzden Türkiye’de kapsamlı bir eğitim almadım.
Hayatım Gamze’nin deneyimleriyle oldukça zıt; problemli ve zorlu bir aile geçmişim var.
16 yaşında annem, ikiz kardeşim ve ben, babamızın sorunları nedeniyle Hollanda’ya yerleştik.
Yeni bir başlangıç yapmak için geldik ve hemen iş hayatına atıldık.
Başlangıçta Hollanda’da özel dersler alarak dil öğrendik ve sonrasında iş hayatına daldık. Restoranlarda ve temizlik işlerinde çalıştım, sonrasında aile şirketimizde işe başladım.
Dil becerilerimi geliştirdikten sonra restoranda bar işlerine başladım ve kısa sürede yönetici pozisyonuna yükseldim.
Ancak zamanla tekrar eden günlük rutinler beni sıkmaya başladı ve farklı bir alanda, yani makyaj sanatçılığı konusunda kendimi geliştirmeye karar verdim..
Hollanda’nın önde gelen eğitmenlerinden Hester Wernert-Rijn’ın yanında eğitim alarak bu alanda pek çok prestijli projede yer aldım ve başarılı bir kariyer elde ettim. Ancak zamanla, yaratıcılığımın beni yeterince tatmin etmediğini ve içimdeki anlatma ihtiyacının karşılanmadığını hissetmeye başladım.
Bu durum beni giderek daha fazla sıkıntıya soktu aynı zamanda aile şirketinde çalışıyordum daha sonra hepsine veda edip ikizim Tülin ile kendi restoranımızı açmaya karar verdik.
Orada 8 ay çalıştım. Ne yazık ki bu yeni girişim de beklediğim mutluluğu getirmedi ve ciddi bir depresyona sürüklendim.
Bu süreçte, Gamze ile sürekli olarak dertleşiyorduk. Onun aldığı eğitimlerden ve yaşadığı dönüşümden oldukça etkilendim. Gamze’nin değişimi, beni de bu yola çıkmaya teşvik etti.
Başlarda koçluk yapma fikrim yoktu, ama zamanla bu alanda ilerlemeye karar verdim ve kendi koçluk yolculuğuma başladım.
Kendimi bir koç olarak tanımlamıyorum; aslında hep öğrenmeye açık bir araştırmacıyım. İlham veren unsurları bir araya getirerek onları koordine ve organize eden bir kişi olarak görüyorum kendimi. Eğitimlerim şunlardır:
- Dijital pazarlama
- Yapay zeka kullanımı
- NLP ile etkin koçluk ve iletişim (Orijinal adıyla ‘Effectief Coachen en Communiceren met NLP’)
- John Demartini’nin Dönüştürücü Deneyim Çalışması
- Yüksek seviyede makyaj sanatçısı ve saç stilisti uzmanlığı, ‘The Masterclass’ ve ‘Mogeen by Hester’ eğitimleri ile.”
Siz nasıl tanıştınız?
Gamze : Aslında çok ilginç bir hikaye bu; Hollanda’ya ilk geldiğimde karşılaştığım kişi Nilgün’ün ikiz kardeşi Tülin’di. Nilgün ile tanışmamız ise tamamen tesadüfiydi. O, yaşadığı evden taşınırken, biz o eve kiracı olarak taşınıyorduk. Nilgün evi gezdirirken tanıştık ve o günden itibaren birbirimizin hayatında önemli bir yer edindik.
2.Stüdyonun yaratılma hikayesini merak ediyoruz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı ve bu projeye başlama konusunda sizi harekete geçiren en büyük motivasyon neydi?
Gamze: Aslında biz stüdyo açmadan önce, zihinsel ve psikolojik sorunlar yaşayan insanlara nasıl yardımcı olabiliriz diye bir vizyonla yola çıktık ve ilk olarak bir dijital platform kurmaya karar verdik.
Bu platformda, benim gibi eğitmenlerle bu eğitimlere ihtiyaç duyanları buluşturmayı amaçladık. Nilgün’ün organizasyon ve insanları ilham etme yeteneği bu süreçte çok önemliydi.
İlk bir yıl boyunca dijital ortamda çalıştık ve dünyanın dört bir yanından insanların katıldığı online atölyeler düzenledik.
Ancak zamanla Hollanda’daki insanlara fiziksel olarak daha yakın olmamız gerektiğini fark ettik. İnsanların deneyimlerini daha iyi yaşayabilmeleri için fiziksel bir mekânın faydalı olacağını düşündük.
Bu düşünceyle, hem yeni başlayan hem de tecrübeli eğitmenlere açık bir alan oluşturmayı hedefledik. Yeni eğitmenlerin deneyim kazanabilmesi için küçük gruplarla başlamaları gerektiğini biliyorduk.
Bu nedenle, her seviyeden eğitmene ve katılımcıya hitap edebilecek bir yer oluşturmak istedik.
Nilgün’ün önceki iş bağlantıları sayesinde, şu anda kullandığımız mekanı bulduk ve burayı bir fotoğrafçıyla paylaşıyoruz. Bu da gösteriyor ki hiçbir şey tesadüfen olmuyor ve her adım bir sonraki adıma zemin hazırlıyor.
2024’ün başında stüdyoya adım attığımızda, daha fazla insanın hayatına dokunmak ve onlara daha iyi bir yaşam sunmak istedik.
Bizim motto’muz, “Bize olan, herkese olsun” şeklinde. Nilgün ve ben, kendi yaşadığımız zorluklardan ve deneyimlerden geçerek bu yolda ilerledik.
Bu süreçte birçok sorunun cevabını bulduk ve daha tatmin edici bir hayata adım attık. İnanıyoruz ki, bu mümkün olduğunda, herkese bu fırsatı sunmak istiyoruz.
Stüdyomuzda yoga, nefes ve meditasyon üzerine çalışmalar yapıyoruz ve bu araçlarla insanların hayatını daha anlamlı ve tatmin edici kılmayı amaçlıyoruz.
Şahsen, sanatın da bu araçlardan biri olduğuna inanıyorum ve burada, herkesin kendini keşfetmesi için olanaklar sunuyoruz.
Nilgün: Yol-Kat’ın doğuşunda en büyük ilham kaynağım annemdir. Hayatım boyunca ona duyduğum öfkenin sebebi olarak kendimi görmüyordum. Ancak, bu öfkenin aslında bana ait olduğunu kabul ettiğimde, kurban rolünden çıktım ve o zaman Yol-Kat ortaya çıktı.
Gerçekten de insan, kendi zihnini ve çevresel etkilerle zehirleyebilir. Annemle sohbet ederken, ikimiz de yeni anlayışlar kazandık. Karşındakine sevgiyle ve önyargısız yaklaşınca, hem onu hem de kendini iyileştirebilirsin.
Sokaktan geçen birinin ruhsal bir rahatsızlığı olup olmadığını bilemeyiz. Ama biriyle sohbet ettiğimizde, onu hemen ‘deli’ olarak etiketlememek gerek. ‘Deli’ diye adlandırılan kişiler, kendilerini değerli ve yeterli hissettiklerinde iyileşebilirler. Bu, aslında çok basit bir durum; ancak, kendimize bile bu yaklaşımı uygulamak zor olabiliyor.
Annemle ilişkimiz de böyleydi; onu ne kadar kabul edersem, o da o kadar dengede kalırdı. Ama kabullenmediğim zamanlar, sürekli hastalanır ve rahatsızlanırdı.
Onun için her şeyi yapardım, tatile bile gidemezdim. Annem başka türlü davranamazdı çünkü daha iyisini bilmezdi. O zamanlar şimdiki imkanlara sahip olsaydık, belki de durum farklı olurdu.
Türkiye’den 16 yaşında ayrıldım ve 24 yıl Hollanda’da yaşadım. İki kültürün karışımı, benim için muazzam bir deneyim oldu. Sürekli karşılaştırmalar yaptım: Orası nasıl, burası nasıl, burada nasıl yaşanır? Asıl mesele, nereden geldiğim değil, benim hayata nasıl baktığım.
Kendimi sorguladığımda, Araf kavramı aklıma geldi. Araf, ölümle yaşam arasında bir yer. Buraya gelirken kendimi arada hissettim, ne tam yaşıyor ne de ölüyordum.
Bu süreç, gerçekten harikuladeydi ve bu keşif Yol-Kat’ın oluşumuna yol açtı. Gamze ile birbirimizden çok farklıyız; o beyaz giyer, ben siyah. Fakat bu farklılıklar, birbirimizi tamamlayarak güçlü bir bütün oluşturuyor. İkimizin de aileleri çok farklı, ancak bu, ortak yaratımımız için bir engel teşkil etmedi.
Ne zaman bir şey öğrensen, aslında ne kadar çok şey bilmediğini fark edersin. Bu farkındalıkla, bilginin doyumsuzluğunu ve asla tükenmeyecek bir keşif yolculuğu olduğunu anlarsın.
3.Yol-Kat’ın arkasındaki felsefe nedir? Sunduğunuz programlar katılımcıların yaşamlarına nasıl pozitif katkılarda bulunmayı amaçlıyorsunuz?
Yol-Kat’ın ismi, felsefesini de içinde barındırıyor. ‘Yol-Kat’ kelimesi, ‘yol’ ve ‘kat’ kelimelerinin birleşiminden oluşur. ‘Yol’, hayat yolculuğunu; öz keşif, anlama ve tanıma yolculuğunu ifade eder. ‘Kat’ ise, bu yolculuğun katman katman, bir soğanı soyar gibi içinden yeni katmanlar çıkararak açıldığını simgeler.
Ben ve Nilgün’ün deneyimleri, bu yolculuğun her adımında yeni bir şeyler keşfettiğimizi, her farkındalık anının aslında yeni bir keşif başlattığını gösterdi. Yol-Kat, bu katman katman açılan ve herkesin kendi benliğini bulma yolculuğunda onlara eşlik ederek destek olduğumuz bir süreci temsil ediyor.
Yol-Kat olarak, nefes, meditasyon ve yoga eğitimleri sunuyoruz. Meditasyon dediğimizde, sesle meditasyon, dans meditasyonu ve hareketli meditasyon gibi çeşitli türlerde uygulamalar mevcut.
Bu aktivitelerle ilgili detaylı bilgileri web sitemizden, sosyal medya ve Instagram hesabımız üzerinden takip edebilirsiniz.
Düzenli olarak yoga ve nefes çalışmaları sınıfları düzenliyoruz. Hafta sonları ise daha uzun süreli eğitimler ve workshoplar yapıyoruz.
Eylül ayında başlayacak olan üç veya dört aylık daha yoğun eğitim programlarımız da bulunuyor, bu programlar katılımcılara derinlemesine bir öğrenme ve keşif imkanı sunacak.
4. Yoga ve nefes çalışmasıyla kendi kişisel yolculuğunuz nasıl şekillendi? Bu pratikler hayatınızda hangi değişimlere yol açtı?
Gamze: Yoga ve nefes çalışmalarının yanı sıra, meditasyonu da buraya dahil etmek istiyorum. Çünkü meditasyonun, hayatımda çok daha derinlemesine bir etkisi olduğuna inanıyorum. Özellikle aşırı hareketli ve erkek odaklı bir dünyada, meditasyonun sunduğu durma ve içe dönme deneyimi, kendimle ve yaşamımla olan ilişkimi zenginleştiriyor.
Nefes, bedenimiz, ruhumuz ve zihnimiz arasındaki bir köprüdür. Hayata nefes alarak başlıyoruz, nefes vererek bitiriyoruz. Gerçekten de yaşam, nefes alıp vermek arasında geçen süredir ve bu çok değerlidir.
İnsanlar nefessiz belki sadece bir dakika dayanabilir, bazı nadir durumlarda bu süre 20 dakikaya kadar çıkabilir ama genelde çok daha kısa. Bilgi olarak nefesin önemini biliyoruz, ancak bunun hayatımızı nasıl derinden etkileyebileceğini ve farkındalığımızı nasıl artırabileceğini tam olarak kavrayamamış olabiliriz.
Konuşmamda bahsettiğim konular, yalnızca ruhsal boyutlarıyla sınırlı değil; bunlar aynı zamanda fiziksel dünyada da gözle görülür etkiler yaratıyor. Bu pratikler, hayatıma oldukça olumlu yönde etki etti.
Sağlığımı zaten belirtmiştim ama bunun yanı sıra aile ilişkilerimden özel hayatıma, mali durumumdan iş yaşantıma ve sosyal aktivitelerime kadar pek çok alanı iyileştirdi. Artık toplumda tanınan, saygı gören ve fikirlerine başvurulan bir birey olarak daha fazla liderlik özelliği gösteriyorum ve yaşam koşullarım önemli ölçüde iyileşti.
Bu değişimler, bizim buradan sürekli vurgulamaya çalıştığımız bir gerçeği ortaya koyuyor: Farkındalık ve bilinç düzeyimiz doğrudan yaşam kalitemizi etkiliyor.
Kendine “Farkında bir hayat mı yaşıyorum?” diye soran birinin, hayatının her alanında sürekli genişleme ve büyüme olup olmadığına bakması gerekir. Eğer her gün gelişim görüyorsa, o kişi gerçekten bilinçli ve farkında bir yaşam sürdüğünü söyleyebilir.
Hayatım, bu pratikler sayesinde hem maddi hem manevi olarak genişledi. Varlığım sadece maddi anlamda değil—evim, arabam gibi—ama aynı zamanda ilişkilerimde de saygı gören, önemsenen ve sorumluluk alınan biri haline geldim.
Tüm bunlar bir araya geldiğinde, hayatımın her yönüyle geliştiğini ve büyüdüğünü söyleyebilirim. Bu değişimleri gözlemleyen Nilgün de bana katılmaya karar verdi.
Ben de mühendislik kökenli biri olarak, her şeyi analitik düşünmeye eğilimliydim; her şeyin bir sebep ve sonucu olduğunu, bilimsel kanıtlara dayanması gerektiğini düşünürdüm.
Ancak birkaç yıl önce, nefesin bilimsel yönlerini öğrenince, sağlık için önemini deneyimlemeye karar verdim. Pek çok insan, hastalıklar için hastanelere, ilaçlara başvururken, ben önce sağlıklı nefes alışkanlıkları ile kendimi iyileştirmeye başladım ve bu benim hayatımda büyük değişikliklere yol açtı.
Fiziksel olarak, daha önce bahsettiğim gibi, uyku kalitem arttı, daha fit ve sağlıklı bir bedene kavuştum, kilo verdim ve enerji seviyem yükseldi. İnsülin direncim vardı ve ilaç kullanıyordum, nefes çalışması ile bu ilaçları bırakabildim.
Kadın sağlığı sorunları açısından, uzun yıllar düzensiz adet gören biriydim ve bu, nefes çalışmaları ve meditasyonla zamanla düzene girdi. Bunlara ek olarak, tantra ve yoga da ekledim ve bu bütünsel yaklaşım, herhangi bir tıbbi müdahale olmaksızın hamile kalma sürecime katkıda bulundu.
Bu bir yolculuktu ve önemli olan, nefes çalışmalarının bu süreçte önemli bir rol oynamasıydı. Bu yüzden, bu deneyimleri, herkesin farklı yollardan geçeceğini belirterek paylaşıyorum.
30 yaşında enerjim çok düşüktü, sürekli hasta oluyordum, özellikle Hollanda’ya taşındıktan sonra iklim değişikliğine alışamamıştım. Sık sık Türkiye’ye gidip gelirken hastalanıyordum ve bağışıklık sistemim çok zayıftı. Ancak nefes çalışmaları sayesinde sağlığımı büyük ölçüde iyileştirdim.
Nilgün: Bu farkındalıkla inanılmaz bir değişim yaşadım. Örneğin, çocuğumun doğumu sadece dört saat sürdü ve bebeğim neredeyse 5 kiloydu.
Doğum sırasında kendimi bir zen ustası gibi hissettim; sancıların en yoğun olduğu anlarda bile meditatif bir hali koruyabildim. Nefesimi düzenleyerek ağrıları kontrol altına aldım ve bu kontrol, doğumun hızlı ve sorunsuz gerçekleşmesini sağladı.
Nefesin, duygusal durumları da kontrol etmemizi sağladığını keşfettim. Stresliyken hızlı nefes alıyor, bazen nefesi tutuyoruz. Her durumda farklı nefes alışverişleri yaşanıyor.
Ancak solunum, sürekli devam eden, sistemin doğal bir parçası. Bu bilgiyle, eğer nefesi kontrol edebiliyorsak, duygularımızı ve stresimizi de kontrol edebileceğimizi fark ettim.
Bu anlayıştan sonra, tetiklendiğim veya dengesiz hissettiğim durumlarda nefesime odaklanıyorum. Kalbim hızlanmaya başladığında derin nefesime odaklaranak duygularımı dengeliyorum.
Aldığım eğitimler sayesinde, nasıl doğru nefes alacağımı biliyorum ve bu, anlık duygusal reaksiyonlar yerine sağlıklı kararlar vermemi sağlıyor. Nefes, duygusal tepkilerimi yönetme gücü veriyor ve bu da hayatımda büyük bir dönüşüm yaratıyor.
5. Programlarınız ve atölyeleriniz hakkında daha fazla ayrıntılı paylaşır mısınız? Sunduğunuz içerikler başlangıç seviyesinden ileri seviyeye kadar herkese uygun mu?
Nilgün:Sunduğumuz içerikler herkese uygun değil, fakat kendini keşfetmeye hazır olan herkese uygun. Yani, bu programlar öyle herkesin ilgisini çekecek türden değil.
Gerçekten kendisini merak eden, ‘Ben kimim? Hayattaki amacım ne?’ gibi soruları kendine soran kişilere yönelik.
Eğer bu tür soruları sormaya hazır değilseniz, bu programlar sizin için uygun olmayabilir.
Biz burada, hazır olmayan kişilere bir şeyler vermeye çalışmanın genellikle hayal kırıklığına yol açtığını gördük. Çünkü katılımcı, kim olduğunun farkında değilse ve kendini geliştirmek için gereken soruları sormuyorsa, bizim metodlarımızın işe yaraması zorlaşır.
Programlarımızın içeriği, başlangıçtan ileri seviyeye kadar geniş bir yelpazede yer alsa da, herkesin bireysel yolculuğuna uygun olarak şekillenir.
Biz, insanların bu yolculuğa çıkmalarına yardımcı olacak araçlar sunarız ve onlarla bu süreçte yol arkadaşı oluruz. Ancak sonuçta, bu yolculuğa çıkmak ve çalışmaları yürütmek katılımcının kendisine bağlıdır.
Ayrıca, çeşitli seviyelerde ve farklı yaklaşımlarla meditasyon, nefes ve yoga eğitimleri sunuyoruz. Bunlar arasında sesle meditasyon, dans meditasyonu ve hareketli meditasyon gibi farklı türler bulunmaktadır.
Programlarımız, düzenli yoga sınıfları ve nefes çalışmaları dışında, hafta sonları gerçekleşen daha uzun soluklu atölyeler ve workshoplar içerir. Eylül’de başlayacak olan üç ay gibi daha uzun soluklu eğitimlerimiz de var.
Elbette, işte kişisel gelişim ifadesi kullanılmadan düzenlenmiş bir ifade:
Özetle, eğitimlerimiz ve atölyelerimiz, mevcut değerlerini ortaya çıkarmak isteyen ve bu alana ciddi bir ilgi duyan bireyler için tasarlanmıştır. Bu programlar, var olan değerlerimizin keşfedilmesine yardımcı olacak yöntemler sunmaktadır.
Biz, onların bu yolculukta kendilerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlarız.
Gamze: Bu çalışmalar, hayatında döngüler içinde sıkışıp kalmış ve bu döngülerden çıkmak isteyen, değişiklik arayan kişilere özellikle uygundur.
Eğer kişi, sürekli aynı olayların tekrarlandığı bir hayat yaşadığını düşünüyorsa ve ‘Artık yeter!’ diyorsa, buradaki tüm dersler onun için uygun olabilir. Ayrıca, kendisini daha iyi tanımak, duygularını ve düşüncelerini anlamak isteyenler için de bu programlar idealdir.
Burada da, benim bir mottom var: Seçim Sizin. Eğer hayatınızdaki döngüleri kırıp, aynı durumları farklı sonuçlarla tecrübe etmek istiyorsanız, bu çalışmalar tam size göre. Biz, değişiklik arayan ve farklı sonuçlar elde etmeyi umut eden kişileri bekliyoruz.
Dolayısıyla, eğer değişim istiyorsanız, yeni ve farklı deneyimler için adım atmanın zamanı geldi demektir. Yani seçim sizin, hayatınızı aynı şekilde sürdürmeye devam edebilir ya da bir değişiklik yaparak yeni sonuçlar arayabilirsiniz.
Stüdyomuzu tasarlarken, katılımcılara sadece bir ders sunmanın ötesinde, bir topluluk alanı oluşturmayı hedefledik. Girişte geniş bir oturma ve bekleme alanımız var. Bu alan, katılımcıların pratiğin ardından bir araya gelip deneyimlerini paylaşmaları için tasarlandı. Yoga, nefes ve meditasyon derslerimiz, bu alışverişi destekleyecek şekilde kurgulanmıştır.
Atölyelerimiz ve programlarımız, başlangıç seviyesinden ileri seviyeye kadar çeşitlilik gösterir. İlk defa bu tür çalışmalarla tanışacak olanlar için de, daha önce bu tür çalışmalar yapmış ancak hayatında daha fazla dönüşüm arayanlar için de uygundur.
Herkes, bu süreçte kendi yolculuğuna uygun birşeyler bulabilir. İnanıyoruz ki, değişim ve dönüşüm arayan herkes burada kendine bir şeyler bulacak.
Web sitemizde programlarımız ve atölyelerimizle ilgili daha detaylı bilgiler bulunmakta. Örneğin, haftalık düzenli yoga derslerimiz ve nefes çalışmalarımız mevcut. Bu çalışmalar, katılımcıların kendilerini keşfetmelerine ve kişisel gelişimlerine destek olmak için tasarlanmıştır.
6. Stüdyonuz için gelecek planlarınızı öğrenebilir miyiz? Hollanda’daki ve belki uluslararası alandaki genişleme hedefleriniz neler? Nasıl bir etki yaratmayı düşünüyorsunuz?
Gamze: Aslında bizim kurduğumuz sistem, sadece bir meditasyon ya da yoga stüdyosundan çok daha fazlası. Amacımız, tüm dünyada herkese ulaşabilecek bir eğitim ağı oluşturmak.
Yol-Kat’ı, yerel değil, küresel bir platforma taşımayı hedefliyoruz. Yani, nerede olursanız olun, bir Yol-Kat stüdyosu bulabileceksiniz.
Nilgün: Dün meditasyon yaparken aklıma “organik insan” fikri geldi. Bu terim, modern zamanların sanal dünyasında kaybolmayan, gerçekliğin farkında olan insanları tanımlıyor. Günümüzde, teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, gerçekle sanalı ayırt etmek giderek zorlaşıyor.
Bu teknolojiye adapte olamayanlar, ne olduğunu bile anlamayacaklar. İleride, bir iş ararken, insanların eğitimleri ve sertifikaları yetersiz kalacak, çünkü yapay zeka neredeyse her işi yapabilecek.
Hatta, şirketlerin CEO’ları bile robot olabilir. Bu yüzden biz, Yol-Kat olarak, bu dijital dünyada kaybolmamayı hedefliyoruz ve insanlara gerçek değerlerini hatırlatmak için global bir ağ oluşturmayı amaçlıyoruz.
Her köşede bir Yol-Kat stüdyosu açarak, bu değerleri insanlara hatırlatmak ve onları desteklemek istiyoruz.
No Comment