Hamilelik süreci ve doğumun başlaması herkes için farklı, heyecan dolu ve unutulmaz bir serüven. Bir canlıyı hem de tam içinde büyütme, ortaya çıkarma ve onunla birlikte dünyayı tanıma ise her gün yeni bir hikaye hatta her gün yeni bir kitap konusu. Benim serüvenim ise doğum kursuyla baslamış, farklı ülkelerde farklı insan ve kültürlerde yoğrulmuş bir süreç.

Doğum kursuna gittiğimde kimsenin doğum hikayesini dinlemeyin demişti doktorumuz. O yüzden yazmıyorum 🙂 Doula ve doğuma hazırlık eğitmeni Ayşegül Demir Çorlu ile rahat doğum nasıl olmalı, hamilelikte neler yapılmalı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

Doulaya doğum koçu diyebilir miyiz ? Kısaca Doula tanımı yapabilir misin ?

“Koç” deyince doğum, dışarıdan yönetilmesi gerektiren bir eylemmiş gibi algılanıyor, ama aslında doğum öyle birşey değil. Doğum koçu dediğimiz zaman, kadına istemeden de olsa haksızlık ve saygısızlık etmiş oluyoruz. Doula, profesyonel bir doğum destekçisi. Doula, anneye hamilelik sırasında ve doğum öncesinde duygusal, psikolojik ve fizyolojik destek veriyor. Doğum öncesinde gebe ve eşiyle görüşüyor.

Aile nasıl bir doğum istiyor, hamilelikte ve doğumda douladan nasıl bir yardım bekliyorlar, onu öğreniyor. Rahat ve sağlıklı ilerleyen bir doğum için neler yapılabilir, onları birlikte konuşuyorlar. Ayrıca doulaya “gebenin doğum sırasındaki sözcüsü” de diyebiliriz. Gebenin isteklerini, sağlık personeline iletmesine yardım ediyor, anneyi rahatlatıcı bir rolü var.

Hamileliğin başında doula ile çalışılmaya başlanmalı mı ? yoksa başlamak için belirli bir hafta var mı?

Belirli bir hafta sınırlaması yok. Genelde 30. hafta civarında tanışıyoruz ve bu haftalarda sonraki görüşmeleri ayarlamamız gerekiyor, ona göre çalışma planı yapıyoruz. 30.haftadan sonra gebenin, doktor ya da ebe ile bir randevusuna katılıyorum.

Hollanda’da daha çok ebe ile çalışıyorlar. Ebe ile gebenin doğum sürecini konuşuyoruz. Gebenin yanında olduğumu onlara aktardığımız zaman sağlık personeli de rahatlıyor. Şöyle birşey var, doğum sırasında her an gebenin yanında bulunamayabiliyorlar. Ebe, genelde medikal görevlerinin başında oluyor. Ben de gebeye duygusal ve fizyolojik olarak aktif destek veriyorum.

30.hafta civarındaki ilk buluşmamızda önce gebenin ve eşinin, hamilelik ile ilgili düşüncelerini öğreniyorum. Endişeleri, kaygıları ve sağlığı ile ilgili detayları alıyorum. Doğum hazırlıkları nasıl gidiyor ? Doğum planı ne ?Hamilelik, doğum ve bebek bakımı ile ilgili aklına takılan, sormak istediği şeyler var mı? Onları konuşuyoruz.Bu ilk buluşmada, fizyolojik desteğe genellikle ayak masajı ile başlıyorum. Gebenin farklı bir masaj veya çalışma talebi varsa buluşmayı ona göre şekillendirebiliyoruz. Ayak masajı 1 saat sürüyor, vücuttan toksinlerin atılmasını, ödemin azaltılmasını, vücutta ve zihinde rahatlamayı ve gevşemeyi sağlıyor. Geleneksel Çin Tıbbı’nda ayak çok önemli. Ayaktaki belli noktalar, vücudun diğer noktalarıyla iletişim halinde. Masaj yaptığım zaman vücudun diğer kısımları da rahatlıyor.

37.haftadan önce yaptığım ayak masajı başka, 37. haftadan doğuma kadar olan süreçte yaptığım doğum masajları başka. 37. haftadan önce bazı masaj hareketlerini yapmıyoruz. 37. haftadan sonra da, doğumu kolaylaştıran belli başlı noktalar var, gebe talep ederse, oralara da basıyorum. Hiçbir yan etkisi de yok. Gebe ile hamilelikte ortalama 2 buluşma yapıyoruz. Her buluşmada bir masaj, isteğe göre nefes çalışması, enerji çalışması veya imajinasyon yapıyoruz.

Kendinden eğitiminden ve neler yaptığından biraz bahseder misin ?

Ben Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi mezunuyum. Finans sektöründe bir süre çalıştım ama bana uygun olmadığını gördüm. Bu sırada Sabancı Üniversitesi’nde Bilişim Teknolojileri alanında yüksek lisans yaptım, ve bir süre Freelance çalıştım; web yazılımı ve sosyal medya alanında.

Sonra oğlum dünyaya geldi. Hamilelik sürecinde çok endişeliydim. Doktorum bana bir doğuma hazırlık kursu’na katılmamı önerdi. Kurstan önce hamile yogası arayışındaydım ve İstanbul Doğum Akademisiyle tanışmam bu yolla oldu. Hamileliğimin 15.haftası yogaya başladım. Doğuma kadar her hafta yogaya devam ettim ve çok faydasını gördüm. Bu sırada eşimle doğuma hazırlık eğitimine gittik. Bu kursla birlikte zihinsel rahatlama yaşadım.

Doğumu, doğumun işleyişini öğrendim. Nefes, imajinasyon, masaj teknikleriyle doğuma hazırlığımı devam ettirdim. Güzel coşkulu bir doğum oldu. Daha sonra, ben de doğuma giren annelere yardımcı olabilir miyim diye düşündüm ve bu yola girdim. İstanbul Doğum Akademisi’nden (İDA) etkinlikler ile ilgili sürekli mail geliyordu. Bir gün, doğuma hazırlık eğitmeni ve doula eğitimi hakkında bir mail geldi. Neden olmasın dedim ve İDA’da eğitimlere başladım. 2,5 yıldır Eindhoven’dayım.

İlk dönemler expat kafa karışıklığıyla geçti. Daha sonra eğitim sınıfı açtım. Kendi şirketim var. Doğuma Hazırlık ve Nefes Çalışmaları Eğitimi ve Doula hizmeti veriyorum. Kendi evimde stüdyom var. Gebelerin evlerinde de hizmet veriyorum. Eğitimden sonra çiftlerin yüzündeki mutluluk ve rahatlama hissini çok seviyorum.

Doğuma hazırlık eğitiminin içeriğinden biraz bahsedebilir misin ?

Gebe ve eşi ile tanıştıktan sonra, doğum ile ilgili teorik bilgi veriyorum, daha sonra imgeleme yapıyoruz. Düşünce değişince, bedendeki tepki de değişiyor. Doğumla ilgili önyargılar ve efsaneler üzerine konuşuyoruz.

Hypnobirthing, nefes egzersizleri, aktif doğum pozisyonları, farklı oyunlarla ve tekniklerle zihni ve bedeni doğuma hazırlıyoruz. Doğuma hazırlık eğitiminin en önemli özelliği, tekrarlar ve imajinasyon ile, bilgilerin ve deneyimin beden kayıtlarına geçmesi. Gebe eğitimde öğrenmiş olduğu teknikleri kullanarak doğuma aktif olarak hazırlanıyor ve doğum başladığında da kendi iç güdülerine dayanarak doğumu çok daha kolay gerçekleştiriyor. Eğitim toplamda 12 saat sürüyor. 12 saati 2 ya da 3 güne bölüyoruz.

Bir Doula olarak, rahat bir doğum için ne gibi tavsiyelerde bulunursun?

Şehir hayatında en büyük eksikliğimiz hareket, gebeler mümkün olduğunca hareket etsinler. Bilgisayar başındaysa, pilates topunun üzerinde çalışabilirler. Pelvis kasları için bu çok önemlidir. Doğal hareketler azaldıkça doğumun doğal süreçte ilerlemesinin şansı da azalmış oluyor. Hamilelikte yapılan tam squat egzersizleri ve iç bacak kaslarının çalıştırılması, hem vücudu güçlendiriyor hem de bebeğin aşağı inmesini kolaylaştırıyor.

Her gün en az 1 saat yürümeliler ve doğal beslenmeye önem vermeliler. Ayrıca hamile yogası veya pilates derslerine düzenli olarak devam etmelerini tavsiye ederim. En önemlisi de, aylar süren bu hamileliği, hem doğuma hem de ebeveynliğe bir hazırlık süreci olarak değerlendirmeliler. Çünkü hamilelik, bebeklerine kavuşmayı beklerken kendilerinin de anneliğe ve babalığa doğdukları bir süreç. Bunun farkındalığı ile hamileliği değerlendirirlerse, sonrasında hayatlarında birçok şey daha güzele ve iyiye doğru evrilecektir. Teşekkür ederim.