Edibe Mungan, Türkiye’den Hollanda’ya göç eden öğretmenlerden biri. Kısa bir sürede Hollandaca öğrenip Hollanda’da öğretmenlik yapmaya başlayan Mungan’ın hikayesi, tam bir başarı örnegi. Hollanda’da Nasıl Öğretmen Olunur? Hollanda eğitim sistemi nasıldir? Kısa zamanda nasıl Hollandaca öğrenilir? gibi konular üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Çayınızı, kahvenizi alın; röportaja gelin.

1.Türkiye’de Türkçe Öğretmenliği Yapıyordun ve Şu An Hollanda Devlet Okulunda Tam Zamanlı Bir Öğretmensin. Seni Tanıyabilir Miyiz ?

Ben Edibe Mungan Küçün. Yaklaşık 3,5 yıl önce eşimin işi dolayısıyla Hollanda serüvenim bu ülkede başlamış oldu. Türkiye’de 12 yıllık Türkçe öğretmenliğinin ardından Hollanda’da bir ilkokulda mesleğime bu ülkenin dili kullanarak devam ediyorum. Aynı zamanda da Volks üniversitesinde Hollandalı yetişkin öğrencilere Türkçe dersi veriyorum. İki dünya tatlısı, içinde bulundukları çevreyi keşfetmeye meraklı evladın da annesiyim.

2. Hollandaca Öğrenmek İçin Nasıl Bir Yol İzledin?

Bu biraz da bu ülkeye geliş aşamasında zihninizi ve kendinizi nasıl programladığınızla alakalı. Başka bir ülkeye taşınma kararını almak, nelerle karşılaşabileceğinizi bilmemenin verdiği his, bu konuda endişeler duymak tabii ki bu sürecin doğal bir parçası. Ancak iki seçeneğiniz var: ya artık ben bu ülkede yaşıyorum ve bir an önce burada da eskiden olduğu gibi hayata karışmalıyım diyecektim, ya da geride bıraktığım hayatıma, mesleki kariyerime, geçmiş hayatımı sürekli düşünerek vakit kaybedecektim. Ben ne istiyorum? Ne yapmak istiyorum? Kendimi nerede görmek istiyorum? Bu sorulara verdiğim cevaplar beni bugüne taşıdı, geleceğimi şekillendiriyor.

Bu ülkeye geldiğimizin ilk haftası ilk işim hemen Hollandaca bir sözlük ve ders kitabi almak oldu. Çocuklarımın gittiği dil okulunda bir projeye dahil oldum ve 1,5 ay sonrasında da bir dil kursuna başladım. Meraklı ve keşfetmeyi seven bir yapım var, gezerken her gördüğüm, ben de merak uyandıran kelimenin anlamına bakıp öğrenmeye çalıştım ve cümle içerisindeki hallerini renkli kâğıtlara yazıp buzdolabına ve görebileceğim yerlere astım.

Geçtiğim her kurs seviyesi akabinde, bu dilde biraz daha derinleşme isteğini uyandırdı. Deyim yerindeyse tıpkı üniversite sınavına hazırlanır gibi her gün zaman ayırıp, emek harcayarak bu dili öğrendim ve öğrenmeye de devam ediyorum. Bunu yaparken de ana hedefime ulaşmamı yavaşlatacak, ağırlıklı Türkçe iletişimin içinde bulunduğu tüm gönüllü işlerime ara verdim.

 Hollandaca altyazılı filmleri izlemek, haber bültenlerini takip ederek anlamaya çalışmak, Hollandalı arkadaşlar edinmek ve Hollandalı komşularla ilişki geliştirmek, Hollandaca ’ya bilinçli bir şekilde maruz kalabileceğim organizasyonların içerisinde bulunmak, dili öğrenme ve geliştirmede en etkili yollardan birkaçı oldu benim için.

3. Türkiye’den Göç Eden Öğretmenler, Hollanda’da Öğretmenlik Yapabilmeleri İçin Hangi Adımları Takip Etmeliler? Ve Gelen Öğretmen Adaylarına ve Hollanda’da İş Arayan Kişilere Ne Tavsiye Edersin?

DUO ve IDW adli kurumlardan eğitim aldığınız alanlarla ilgili diploma değerlendirme talebinde bulunmanız, sonrasında izleyeceğiniz yolu belirlemede rehber olacaktır. Diğer bir önemli konu ise bir an önce Hollandaca ’yı öğrenmeye başlamak için adım atmak; çünkü çalışacağınız okullarda yürütülecek olan eğitim-öğretim faaliyetlerine bu dil ile katılabilirsiniz.

Dil seviyenizi “NT2 Staatexamen Programma 1/2” ile belgelendirerek iş başvurusunda bulunmanız görüşmeye çağırılmanızı olumlu yönde etkileyecektir. Aldığınız eğitimlerle ilgili Hollanda’da resmi tanınırlığı olan diploma değerlendirmeniz ve “NT2 Staatexamen Programma1/2” dil seviye diplomalarınız ile iş başvurusunda bulunmaya başlayabilirsiniz.

Özgeçmişinizi oluştururken gelmiş olduğunuz ülkede ve Hollanda’da sahip olduğunuz iş deneyimleri ve yürüttüğünüz gönüllü işleri kısa ve öz olarak ifade etmeniz tercih edilme olasılığınızı arttıracaktır.

İş görüşmesine çağırıldığınızda kendinize güvenen bir duruş sergilemeniz, kendinizi bu dilde doğru ve etkili cümlelerle ifade etmeniz, hedeflerinizden ve kendinizi geliştirmeye açık olduğunuzdan bahsetmeniz ilgi uyandıracaktır diye düşünüyorum.

Takip ettiğiniz bir staj dönemindeyseniz bu dönemi kendinizi ve mesleki yeteneklerinizi göstereceğiniz bir şans olarak düşünebilirsiniz. Kendi adıma şunu söyleyebilirim; insanların zihninde, farklı bir ülkenin eğitim sisteminden geldiğim için geldiğim ülkenin eğitim sistemi ve öğretmenlerine ilişkin pozitif ya da negatif bir algı olabiliyor. İşte bu noktada büyük bir misyonum olduğunu düşünmüştüm; çünkü aynı zamanda kendimi Türkiye’yi temsil ediyor olarak hissettim.

İlk gün bazı endişelerle bana bakan gözler, geçen senenin staj dönemi sonunda ‘’Edibe, çok iyi iş çıkarıyorsun; Türkiye çok iyi öğretmen yetiştirmiş” dedirtmenin haklı gururunu yaşıyorum. Staj döneminin sonunda öğretmen asistanı olarak başladığım okulumda “Sen zaten öğretmensin” diyerek bir sonraki aşama için gereken mesleki eğitimi okulum finansör olarak bana sundu. Ben, çıktığım bu yolu, öğrenme isteği ve heyecanla adımlamaya devam ediyorum.

4. Göçmen Bir Öğretmen Olarak Hangi Noktalarda Zorluk Yaşadın?

İlk yaşadığım zorluk dil engeliydi. Zaman zaman, bazı kırılma noktalarınız oluyor. Bu anlarda omuzlarınız düşebiliyor; ama bu kırılma anlarını içselleştirip büyütmeyerek zamanında toparlanıp, kendime her seferinde “Hadi Edibe! Yaparsın!” dedim. Sonrasında ilerlemek çok daha kolay oldu.

Hayatım boyunca deneyimlediğim bir şey var ki; ben ne zaman bir şeyleri öğrenme ya da yapma çabasına girsem, yaşadığım zorlu süreçler, öz motivasyonum sayesinde beni hep ileriye taşıdı. Mesela şu sıralar okuduğum kitaplardaki bazı pedagojik terimlerin Hollandaca karşılıklarına aşina değilim ve bazen ciddi anlamda zorlanıyorum. Ama endişe ve korkuya kapılmıyorum; öz motivasyonum devreye giriyor, çünkü biliyorum ki, artık benim için her zorlanış, gerilmiş bir yaydan çıkan ok gibi daima beni ileriye taşıyor.

Bir de çevrenizde, sizleri olumsuz söylemleri ile hedeflerinizi gerçekleştiremeyeceğiniz yönünde telkinlerde bulunan insanlar olabilir. Ben bu olumsuz söylemleri yok saydım. Önemli olan; sizin kendinize ne söylediğiniz ve hedefleriniz ile neye inandığınızdır!

• 

5. Son Olarak, Hollanda Eğitim Sistemi Hakkında Ne Düşünüyorsun?

Hollanda eğitim sisteminin sağlam temeller üzerine inşa edildiğini, yapılandırmacı eğitim anlayışı bileşenlerinin ve yaparak-yaşayarak öğrenmenin teori kısmının gerçek anlamda pratikte de uygulandığını görmek ve bunun bir parçası olmak güzel.

Sınav odaklı değil, çocuk merkezli bir eğitim sistemi anlayışı içinde, çocuğun kendini ve hayatı keşfetme yolculuğunda; söylemlerle yola çıkılmayarak, çocuğa alan açarak, hayatı yorumlayacak deneyimleri oyun ve deneme-yanılma yoluyla edinmesi çocuk için öğrenmeyi kalıcı kılmakla birlikte; ezbere dayalı anlayıştan öteye geçmektedir. Bunu sağlamak için çeşitli öğretim metotlarından destek alıyorlar; uygulama, süreç ve sonuç kısımlarını oldukça önemsiyorlar.

Okullarda düzenlenen sahne çalışmalarının da bir farkındalıkla yürütüldüğüne şahit olmak oldukça memnuniyet verici; çünkü çocukların kendini toplum önünde ifade etme becerilerini desteklemek amacıyla sergilenecek teatral eser, oyun vb. gibi çalışmaların hazırlık aşamasında çocuklara veli memnuniyetini sağlamak adına metin ezberletme çabasına girmeden; stres yaşamalarının önüne geçilerek sahnede keyif alarak kendilerini ifade etmelerine olanak sağlanmasının özgüven gelişiminde de önemli olduğunu görüyor ve düşünüyorum.

Hollanda’nın mutlu çocuklar ülkesi olarak anılmasını sağlayan daha birçok pozitif bileşenin tanığı olarak, sisteme dahil olmanın mutluğunu yaşıyor; değerli okuyuculara saygı ve sevgilerimi sunuyorum…